18 Şubat 2013 Pazartesi

Kutsal Avcı



Yunan mitolojisinde avcı tanrıça Artemis üzerine bir öykü vardır. Artemis avcıların en yücesiydi, çünkü çabasızca avlanıyordu. Gereksinimlerini kolaylıkla karşılıyor, ormanla kusursuz bir uyum içinde yaşıyordu. Ormandaki her şey Artemis'i seviyor, onun tarafından avlanmayı onur sayıyordu. Hiç avlanır gibi görünmexdi Artemis. Gereksindiği ona gelirdi. En iyi avcı olmasının nedeni buydu ama bu onu aynı zamanda da en güç av haline getiriyordu. Tanrıçanın hayvan biçimi, avlanması neredeyse olanaksız, büyülü bir geyikti.
Artemis, kralın Herkül'e bir görev verdiği güne dek ormanda kusursuz bir uyum içinde yaşadı.Herkül kendi kurtuluşu için savaşıyordu. Kralın verdiği görev Artemis'in büyülü geyiğini avlamaktı. Zeus'un yenilgi bilmez oğlu Herkül karşı çıkmadı. Geyiği avlamak için ormana girdi. Herkül'ü gören geyik korkmadı ondan. Yaklaşmasına izin verdi ama Herkül yakalamaya çalıştığında kaçtı. Artemis'ten bile iyi bir avcı haline gelmeden bu geyiği yakalamasının yolu yoktu.
Herkül, tanrılar ulağı, ölümsüzlüklerin en hızlısı Hermes'i çağırıp kanatlarını ödünç aldı. Artık Hermes kadar hızlıydı. Avların en değerlisi çok geçmeden elindeydi. Artemis'in tepkisini hayal edebilirsiniz. Herkül tarafından avlanmış, ödeşmek istiyordu elbette. O da Herkül'ü avlamak için elinden geleni yaptı, ama artık Herkül'dü en zor av. Öylesine özgürdü ki Herkül, Artemis ne yaptıysa da tutamadı onu.
Artemis'in Herkül'e hiç mi hiç ihtiyacı yoktu. Onu ele geçirmek için güçlü bir istek duydu. Ama bu,kuşkusuz bir yanılsamadan ibaretti.Herkül'e aşık olduğunu sandı,onu kendisine istedi.Kafasında tek bir şey vardı; Herkül'e sahip olmak. İsteği mutluluğunu alıp götüren bir saplantıya dönüştü. Artemis değişmeye başlamıştı. Artık zevk için avlandığından ormanla uyum içinde yaşamaz oldu. Kendi kurallarını çiğneyip yırtıcı bir hayvana dönüştü. Hayvanlar korkmaya, orman onu kendisinden uzaklaştırmaya başladı. Ama o aldırmadı. Gözleri gerçeği görmez olmuştu. Zihni Herkül ile doluydu.
Herkül'ün yapacağı çok iş vardı. Yine de kimi zaman ormana gider, Artemis''i ziyaret ederdi. Ormana her gelişinde Artemis onu avlamak için elinden geleni ardına komazdı. Herkül ile birlikte olmak onu çok mutlu ediyordu. Ama gideceğini biliyor, kıskanıyor, sahipleniyordu onu. Herkül'ün her ayrılışında acıya, gözyaşlarına boğuluyordu.
Herkül Artemis'in zihninde olup biteni bilmiyordu. Artemis'in kendisini avladığını fark etmemişti. Zihninde o hiçbir zaman av değildi. Artemis'i seviyor, sayıyordu. Tanrıçanın istediği ise bu değildi. Kutsal avcı ona sahip olmak istiyordu, avlamak ve onunla birlikte vahşi bir hayvan olmak istiyordu. Ormanda kendisinden başka her varlık Artemis'teki bu değişimin farkındaydı. Zihnindeyse o hala kutsal avcıydı. Yükseklerden düştüğünün ayırdında değildi. Onunla birlikte bütün avcıların düştüğünü, yırtıcı hayvanlara dönüştüğünü, bir zamanlar cennet olan ormanın cehennem olduğunu görmüyordu.
Günün birinde Hermes hayvan biçimine büründü. Artemis tam onu avlamak üzereyken yeniden Tanrı oldu.  Böylece, yitirdiği bilgeliğe yeniden kavuştu Artemis. Tanrı, avcı tanrıçaya ölümsüzlerin katından düşmüş olduğunu bildirdi. Artemis Herkül'den bağışlamasını diledi. Onu yükseklerden düşüren, kendisini önemsemesinden başka bir şey değildi. Herkül'le konuşurken aslında onu hiç kırmamış olduğunu fark etti. Nasıl kırsın? Herkül zihninden neler geçirdiğini bilmiyordu ki. Çevresine baktı, ormana neler yapmış olduğunu gördü. Sevgiyi yeniden kazanana dek her bir çiçekten, her bir hayvandan özür diledi. Bir kez daha kutsal avcı haline geldi.  
Sevmeye önce kendimizden başlayabilsek... Sevgiyi, adaleti ve mutluluğu avlamaktan vazgeçebilsek... İçimizdeki sevgiyi ele geçirip, kendimize teslim olsak... Belki o zaman içimizdeki sevgiyi hisseder ve gerçek sevgiyi bulur, ihtiyaçlarımzı karşılayacak sevgiyi aramaktan  vazgeçeriz...
Elimizde olmayanı başkasıyla paylaşamayız. Kendimizi sevmezsek başkasını da sevemeyiz...
Sevmeye, mutlu olmaya, eğlenmeye, gülmeye, sevgimizi paylaşıp sevgiyi almaya hepimizin hakkı var...

Sevgi ve ışıkla kalın...
Persephone

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder